27 Şubat 2014 Perşembe

TENİSTE OYUNCU TİPLERİ VE TAKTİKLER

Genel anlamda, oyuncuları bugün 4 farklı kategori altında toplamak mümkündür.Oyuncu tiplerini bilmek, bizim için önemlidir, çünkü iyi bir oyuncu olmak istiyorsak,oyun içerisinde farklı stratejilere ve taktiklere sahip olmalıyız.Karşımızdaki oyuncunun da hangi tip oyuncu olduğunu bilirsek ona göre bir taktik belirleyebiliriz.Oyun tarzlarını göz önüne aldığımızda günümüzde tenisçileri şu şekilde sınıflandırabiliriz:


  1. İngilizce 'pusher' olarak tabir edilen, her topu çeviren ve sonunda size hata yaptıran tenisçiler, bu kategoride yer alır.Duvar da diyebiliriz.Her attığınız top mutlaka geri döner.Bu oyuncular kolay kolay winner, yani puan vuruşu yapmazlar.Toplarını arka çizgiye yakın yerlere düşürürler,iyi lob atarlar ve topu yönlendirme konusunda başarılıdırlar.Genelde rakiplerini çılgına çeviren tipte oyunculardır.Çünkü güçlü bir puan vuruşunu karşılayamamak sizi sinirlendirmeyebilir.Her topun geri dönmesi ve sürekli sizin hata yapmanız ise oldukça sinir bozucudur.Bu oyucuya karşı nasıl oynanır:
  • Sık sık fileye gelin.Bu kategorideki en iyi oyuncular bile, derin toplarla fileye gelen oyunculara karşı zorlanırlar.Tenis, zamanlama oyunudur.Fileye gelip, iyi bir vole veya smaç vurduğunuzda, rakibin reaksiyon göstermek için çok daha az zamanı olacaktır.
  • Onu kısa top atmaya zorlayın.Bunu başarabilmek için en iyi uygulanabilecek yöntem,backhand tarafını topspinler ile zorlamaktır.Çünkü genelde bu tür toplara derin karşılıklar vermek güçtür.
  • Sabırlı olun.Karşınızdaki oyuncu puan vuruşundan ziyade top çevirmeye odaklandığı için, puan vuruşu veya yaklaşma vuruşu yapmak için doğru zamanı bekleyin.
  • Drop shot veya fileye yakın kısa topla, rakibinizi nete çekmeye çalışın.Agresif vuruşları olmayan rakiplerinizi fileye çekebilirseniz, passingshot yaparak puanı alma ihtimaliniz yüksek olacaktır.

   2.   Diğer bir oyuncu tiplemesi ise sürekli yüksek top vuran , topspin oynamayı tercih eden oyunculardır.Özellikle bayan tenisinde bu oyunun önemli bir yeri vardır.Bir önceki oyuncu tiplemesi ile benzer özellikleri olmakla beraber, ondan daha yeteneklidir.Hızlı ve güçlü vuruşlar yapmazlar ama derin ve bol topspinli oynarlar.Eğer bu vuruşları karşılamada iyi değilseniz, bu rakiplere karşı işiniz çok zor olur.Bu tarz oyunu çok uzun süre devam ettirebilirler.Bu oyuncuya karşı nasıl oynanır:
  • Sık sık fileye çıkın.Bu arada smaç vuruşunuzun iyi olması çok önemlidir,zira çokça vurma ihtimaliniz fazladır.Birçok kere de arkanıza düşen topları çevirmek durumunda kalabilirsiniz.Ayaklarınızın hızlı olması size avantaj sağlayabilir.
  • Rakibi ileri-geri koşturmaya çalışın.Topunuzun yeterince derin ve bol topspinli olduğunu hissettiğinizde de gizlice voleye yaklaşın.Sürekli yüksek oynayan  rakibiniz, sizin yüksek topunuza, yüksek bir karşılık vermeye odaklanmışken fileye yaklaştığınızı hissetmeyebilir.Böylece vole veya smaç ile sayıyı alma şansınız doğar.
  • Rakibin toplarına, yükselirken vurmaya çalışın.Eğer bu kategorideki oyuncuların,topspin vuruşlarının yükselmesine izin verirseniz,kendi bölgenizin çok dışında kalacaksınız ve bu sizi çok yoracaktır.Topları yükselirken alırsanız, hem toptaki enerjiyi kullanarak daha az eforla daha güçlü bir vuruş çıkartacak, hem de rakibinizin hazırlanma sürecini kısaltacaksınız.Yükselen topa vurmaktaki en büyük zorluk doğru zamanlamayı tutturabilmektir.Bunun için çok antrenman yapmalısınız.
  • Rakibinizi fileye çekmeye çalışın.Bunu dropsot veya fileye yakın geçen kesme vuruşlar ile yapabilirsiniz.Bu topları topspinle yükseltmek zor olduğu için, akabinde size puanı bitirme imkanı verecek bir top gelmesi muhtemeldir.Bunu iyi değerlendirin.

   3.  Güçlü arka çizgi oyuncusu, karşılaşma ihtimaliniz olan diğer bir oyuncu tiplemesidir.Bu oyuncuların ortak özelliği, arka çizgiye yakın noktalardan puan vuruşuna gitmeleri ve nete gelmeyi pek tercih etmemeleridir.Günümüzde profesyonel turnuvalarda, en çok rastlanan oyuncu tiplemesidir.Bu oyuncuya karşı nasıl oynanır:

  • Vuruşlarınızdaki derinlik çok önemlidir.Kısa düşüen toplarınızın cezalandırılma ihtimali çok yüksektir.Bu rakipler keskin açılar üretmede çok başarılıdır.Bu yüzden toplarınızın arka çizgiye yakın düşmesi, öncelikli hedefiniz olmalıdır.
  • Topların seviyesini, rakibin konfor alanından uzak tutmaya çalışın.Konfor alanı rakibin güçlü vuruşlarını rahatlıkla yaptığı seviyedir.Bunu yapabilmek için, kesme vuruşlar veya yüksek topspin toplar kullanın.
  • Güçlü arka çizgi oyuncuları, yaptıkları puan vuruşları ile oyunu çabuk bitirme amacındadır.Bu yüzden rallide kaldığınız her top, size biraz daha avantaj sağlar.Her topu çevirmeye çalışın.Rakip riskli toplar vurduğu için ralli uzadıkça hata yapma ihtimali yükselecektir.
  • Bu tip oyuncular nette çok başarılı değildir.Dropshot veya kesme vuruşla rakibinize nette hata yaptırmayı başarabilirsiniz.Ancak bu vuruşlarınız gerçekten iyi olmalıdır, genelde hızlı ayaklara sahip bu tarz oyuncular , kötü bir kısa topu affetmezler.
  • Vuruşlarınızın hızını sürekli değiştirin.Güçlü arka çizgi oyuncuları için zamanlama çok önemlidir.Hep aynı hzda gelen toplar, onların zamanlamaya daha kolay adapte olmasını ve ritm yakalamasını sağlar.Bu yüzden de oyunu çeşitlendirin.Güce yönelik rallilerden kaçının.
  • Fileye gelmeye çalışın.Bu tip oyuncular file önündeki oyuncuyu geçmeyi çalışırken, sıklıkla topu nete takarlar.

   4.   Servis-vole oyuncusu, günümüzde karşılaşma ihtimaliniz çok az olan bir oyuncu tiplemesidir.En avantajlı oyun çeşidi olmasına rağmen çok üst seviye bir yetenek gerektirdiği için, çok zor bir oyun tarzıdır.Bayanlarda hiç göremeyiz, erkeklerde de çok çok azdır.Bu oyuncu, her ilk servisinden sonra ve 2. servislerinin bir çoğunda fileye gelip puanı bitirmek ister.Siz servis atarken de,karşılama vuruşu ile beraber veya rallinin başlarında ilk fırsatta, mutlaka nete gelip puanı bitirmek ister..Bu oyuncuya karşı nasıl oynanır:
  • Tamamen vuruşa ve topa odaklanın.Rakibinize balmaktan ziyade, topa bakarak, paralele,çapraza,kısa çapraza,rakibin ayak dibine veya aşırtma vuruşa, neye karar verdiyseniz ona odaklanın.
  • Servis karşılama vuruşlarınızı, kesme vuruşlar ile rakibin ayak dibine doğru yapmaya çalışın.
  • Rakip servislerini bir adım içeride karşılamaya çalışın.Bu rakibinizin fileye gelmesini ve doğru pozisyonu almasınız zorlaştıracaktır.
  • Rakip servisinizin hemen arkasından fileye geliyorsa, siz de servis vole oyununu deneyin.Oraya ilk önce giden siz olun.

20 Şubat 2014 Perşembe

ROGER FEDERER

Roger Federer, 8 Ağustos 1981 yılında İsviçre'nin Basel şehrinde doğmuştur.Annesi Lynette ve babası Robert, ikisi de kimya sektöründe bir firmada çalışmışlardır.1979 doğumlu Diana isimli bir de ablası vardır.


Tenis ailece çok sevilen bir spor olmasına rağmen,ailede bu branşta profesyonel biri yoktur.Gerek anne baba,gerekse ablası bu sporu çok sevmektedir.Federer de ailesinin etkisiyle 8 yaşında Basel'de küçükler tenis programına yazılarak tenis kariyerine ilk adımı atmıştır.Federer'in tensite ilk idolü Alman tenisçi Boris Becker olmuştu.Onun 1988'de Wimbledon'da finalde Edberg ile oynadığı maçı seyretmiş ve kaybedince ağlamıştır.Öfke kontrolü Federer'in çocukluk dönemindeki en büyük problemi olmuştur.

Federer, küçük yaşlarda çok yetenekli olduğunu göstermiş olsa da, pek çok çocuk gibi o da birçok kere kortta kontrolünü kaybetmiştir.Bir dönem, bu kontrolsüzlük iyice çoğalmış ve neredeyse raketini fırlatmadan,parçalamadan geçirdiği bir gün bile olmamaya başlamıştır.Aile oğullarının bu durumuna çok üzülmekte ve mahçup olmaktadır; fakat Federer buna anlam verememektedir.Onun siniri, hiçbir zaman hakeme veya rakibe karşı olmamıştır.Tamamen kendine olmuştur.Bu tür davranışlarından sonra ailenin onunla konuşmadığı dönemlerde, daha da sinir bozucu olmaya başlamıştır.

Federer daha sonra koç Peter Carter ile çalışmaya başlamıştır.10 yaşından 14 yaşına kadar Federer Carter ile ailesinden çok daha fazla zaman geçirmiştir.Carter, Federerin temel vuruşlarını ve servisini mükemmel biçimde şekillendirmiştir.Federer'in gelişimini çok iyi analiz eden Carter onun yaşıtlarından çok daha başarılı bir oyuncu olmasını sağlamıştır.Bu süreçte ikili tenisin teknik ksımının yanında, mental ve psikolojik kısmı ile de ilgilenmiştir.Carter, Federer'e iyi bir oyuncu olmasının yanında, centilmen,nazik ve duygularını kontrol altında tutan bir sporcu olmanın önemini kavratmıştır.Duygu patlamaları sonucunda yaşadığı enerji kaybının ona ne derecede zarar verdiğini göstermiş ve buna yönelik yaptıkları çalışmalar ile Federer'in bu zaafında gözle görülür ilerleme kaydetmişlerdir.
                                          Carter'ın Federer'in hayatında hep ayrı bir yeri olmuştur.

Federer, 13 yaşına geldiğinde aileden kopmanın zamanının geldiğini düşünüp İsviçre Ulusal Antrenman Merkezi'nden gelen teklifi kabul etmiştir.Ülkenin Fransızca konuşulan bölgesinde olan tesislerde,kendisi Almanca konuştuğu için birçok oyuncu ve antrenör tarafından dışlandığını hissetmiştir.3 yıl sonra burayı terkeden Federer,eski koçu Carter'ın da çalışmakta olduğu, Biel bölgesindeki bir tesise geçmiştir.İşte bu noktadan sonra da Junior'larda zirveye giden bir yolculuğa başlamıştır.


1997 yılında, Federer 16 yaşında iken, eski ATP oyuncusu İsveç'li Peter Lundgren ile fırsat buldukça çalışmalar yapmıştır.Lundgren,Federer'in hassas ve etkili olan vuruşlarını biraz daha hassaslaştırmış ve bitirici vuruşlarını hızlandırmıştır.Aynı zamanda, kortta kendini kontrol etme konusunda da rütuşlar yapmış,zaten iyi yol aldıkları Carter'ın olşturduğu temeli daha da sağlamlaştırmıştır.
Federer ve Lundgren

Federer 17 yaşına geldiğinde ilk önemli başarılarını elde etmiştir.Bu başarılar onun, ITF junior klasmanında bir numaraya yükselmesini sağlamıştır.O sene Wimbledaon'da hem teklerde hem çiftlerde birinci olmuştur.Yine Florida'da 1.lik almış.Amerika Açıkta da final oynayıp David Nalbandian'a mağlup olarak 2. liği elde etmiştir.
16 yaşında Wimbledon şampiyonu

Federer daha sonra  seniorlarda oynamayı kendine hedef olarak koymuştur.Wimbledon'da junior klasmanında 1. olup ertesi sene de seniorlarda aynı başarıyı elde etmiş 3 sporcu vardı: Edberg,Pat Cash ve Bjon Borg.Federer de 4.olmak adına artık arenaya çıkma zamanının geldiğine karar vermiştir.Aynı sene içerisinde IMG ile sponsorluk anlaşması yapmış ve sene sonu turnuvalarından Tulus'ta, çıktığı ikinci ATP turnuvasında çeyrek final görmüş,İsviçre'de düzenlenen organizasyonda ise hem erkeklerde hem çiftlerde 1. lik elde etmiştir.

İlk profesyonel yılına başlarken, Federer koç seçimini, uzun yıllar çalıştığı Carter yerine,profesyonel arenada oynamış ve ilk 25'te yer almış olan Lundgren'den yana kullandı.Bu kararı vermesinde Lundgren'in profesyonel anlamda daha tecrübeli olması ve daha detaylı bakış açısının olmasıdır.
1999-Carlos Moya maçından

1999 yılı Federer için gayet iyi geçti.Viyana'da yarı final,Marsilya,Roterdam ve Basel'de çeyrek final oynamayı başardı.En büyük zaferini, Carlos Moya karşısında elde etti.O dönemde Moya dünya 5 numarasıydı.Yıl sonunda Federer ilk 100 içerisindeki en genç oyuncuydu.



2000 yılına gelindiğinde Federer'in yükselişi devam etti.Marsiya'da final oynadı ve hemşerisi Marc Rosset'e  tiebreak sonucunda yenildi.Basel'de de final gören Federer burda da Tomas Enqvist'e yenildi.Aynı yıl Federer,Sydney'deki olimpiyatlarda İsviçreyi başarıyla temsil etti.Çeyrek finalde yenildi ve kıl payı madalyayı kaçırdı.Bir diğer önemli gelişme ise bayan olimpiyat takımında yer alan Miroslava Vavrinec'le tanışması oldu ve bu birliktelik günümüze kadar devam etti.Miroslava Vavrinec, Federer ailesinin bir bireyi oldu.



Federer & Mirca




2001 yılı Federer'in profesyonel anlamda ilk ATP zaferine şahitlik etti.Milan'da kupayı kaldıran Federer,bunu başarırken Goran Ivanisevic,Evgeny Kafelnikov ve Julien Boutter gibi dönemin zirvedeki oyuncularını yenmeyi başardı.Davis Cup'ta da mükemmel bir performans sergileyen Federer,Amerikan takımı karşısında hem iki tekler maçlarını,hem de double maçını kazanarak takımına galibiyeti getirdi.Fedex lakabı da bu başarılardan sonra daha sık kullanılmaya başlaycaktı.


Aynı yıl Wimbledon'da herkesin favorisi Pete Sampras'tı.Genç Federer,Sampras'ı 5 set süren maç sonunda yenmeyi başardı ve Sampras'ın 31 maçlık galibiyet serisini sonlandırmış oldu.Hemen arkasından ise şaşırtıcı bir şekilde Tim Hanman'a yenilerek turuvaya veda etti.Sansasyonel bir galibiyet sonrası,bu şaşırtıcı mağlubiyet,Fedex'in hayatında ilk değildi ve son da olmayacaktı.Amerika Açık'ta 4. turda Andre Agassi'ye yenilen Federer,Basel'de de yarı finalde Andy Roddick'i yenmesine rağmen finalde  Tim Hanman'a aynı sezonda 2. defa yenilerek 2.lik ile yetindi.2001 yılının sonuna gelindiğinde Fedex dünya 13 numarasına kadar yükselmişti, ve her yerde adından umut vadeden genç tenisçi olarak bahsettiriyordu.


2002 YILI (FEDERER 21 YAŞINDA)


  • Avustralya'da, sezonun ilk grand slami öncesi Sydney'de 1. lik
  • Avustralya Açık'ta, maç puanı gördüğü müsabakada Tommy Haas'a yenilip çeyrek finalde veda etti
  • Key Biscane'de, yarı finalde dönemin 1 numarası Lleyton Hewit'i yendi,finaldeAgassi'ye yenildi.
  • Hamburg'ta, ilk masters 1. liğine Gustava Kuerten ve Marat Safin'i yenerek ulaştı.
Federer-Safin Hamburg Masters 2002

  • Fransa Açık'ta, şaşırtıcı bir şekilde ilk turda Fas'lı tenisçi Hicham Arazi'ye yenilerek turnuvaya veda etti
  • Yaz turnuvaları öncesi ilk 10 içerisine girmeyi başardı
  • Wimbledon'da, yine şaşırtıcı bir şekilde ilk turda dünya 154 numarası Mario Ancic'e yenilerek turnuvaya veda etti.
Büyük turnuvalarda beklentilerin altında kalan Federer,en ateşli destekçilerinin bile gözünden düşmeye, varolan potansiyelini başarıya çeviremeycek bir yetenek olarak görülmeye başladı.Peş peşe katıldığı birkaç turnuvada daha ilk turlarda yenilmesi, onun moralini iyice bozdu ve mental tarafının zayıflığı onu çok kötü etkiledi.Bu dönemde antrenmanlarını azaltan Federer,gece hayatında da görülmeye başladı.Federer için çok üzücü bir olay, bu dönemi atlatmasına sebep oldu.Carter yani ilk koçu, Güney Afrika'da katıldığı bir safaride, aracın devrilmesi sonucunda hayatını kaybetmişti.Bu haberi alınca kısa süreli bir şok geçiren Federer,ilk üzüntüsün atlattıktan sonra,Carter ile geçirdiği günleri ve ilk koçunun ona iyi bir insan olmakla ilgili öğrettiği herşeyi hatırlamış ve tenisine sıkıca sarılmaya karar veriştir.
  • 2002 yılını Federer dünya 6. sını olarak tamamlamıştır.
2003 YILI (FEDERER 22 YAŞINDA)

  • İlk iki turnuvasında Marsilya ve Dubai'de 1.lik (ard arda 10 maç kazandı)
  • Avustralya Açık'ta 4. turda elendi
  • Toprak sezonu başlangıcında,Münih'te set kaybetmeden 1. oldu
  • Fransa Açık'ta yine sürpriz bir şekilde ilk turda kaybetti
  • Çim sezonu başlangıcında Hale'de Wimbledon öncesi 1. lik aldı
  • İlk grand slam 1.liğini Wimbledon' da kazandı, yarı finalde Roddick,finalde ise Mark Phillippoussis'i mağlup etti.Bu başarıdan sonra dünya 1 numarası oldu.

  • Gstaad'daki turnuvada finalde Jiri Novak'a yenildi
  • Amerika Açık'ta 4. turda David Nalbandian'a mağlup oldu
  • Houston'da en iyiler turnuvasında 1. liği elde ederken,David Nalbandian,Andy Roddick ve Agassi gibi isimleri yendi.
Federer artık dünya 1 numarası

2003 yılı Federer için çok iyi geçmesine rağmen,koçu Lundgren ile yollarını ayırma kararı aldı.Bu kararı almasındaki sebeplerden biri, Lundgren ile çok fazla zaman geçirdiği için, ilişkilerinin daha fazla arkadaşça ve dostça olmasıdır.Federer'in gerektiği zaman kendisine negatif durumları hiç çekinmeden söyleyebilecek bir koça ihtiyacı vardı.2003 yılında, Federer'i en çok etkileyen olaylardan biri yine eski koçu Carter ile ilgilidir.Carter adına düzenlenen Davis Cup'ta, Avustralya takımına karşı Hewitt'e kaybeden Federer, bundan çok etkilenmiştir.Durumun farkına varan Carter'ın anne-babası, Federer ile özel bir görüşme talep etmiş ve bu görüşmede Federer'e onda kaybettikleri oğullarını gördüklerini ve onu çok sevdiklerini belirtmişlerdir.Bu olayın, Federer için dönüm noktalarından biri olduğu söylenmektedir.Bu sohbetten sonra Carter ile geçirdiği dönemleri daha derinlemesine analiz eden Federer, bundan sonraki tenis hayatında olgunluk dönemine adım atmaya başlamıştır.

2004 YILI (FEDERER 23 YAŞINDA)

  • Fedex 2004 yılına 2. grand slam zaferi olan Avustralya açık ile başlamıştır.Finalde Marat Safin'i mağlup etmiştir.
  • Dubai ,İndian Wells ve Hamburg'ta elde ettiği zaferler ile 1 numaradaki yerini korumuştur.
  • Favori olarak çıktığı Roland Garros'ta 3. turda Gustava Kuerten'e yenilmiştir.
  • Akabindeki 4 turnuvayı kazanmıştır.Bunlara Wimbledon da dahildir.Wimbledon finalinde Andy Roddick'i bir kere daha mağlup ederek,neden 1 numara olduğunu bir daha göstermiştir.
  • Atina'daki olimpiyat oyunlarında Berdych'e yenildikten sonra Fedex 2004 yılında başka maç kaybetmemiş,Amerika Açık'ta sırasıyla Agassi,Henman ve Hewitt'i yenerken sansasyonel bir performans göstermiş ve müzesine bir grand slem kupası daha götürmüştür.
         
                                            http://www.youtube.com/watch?v=uOhwp2U8ohI
  • Sezon sonu Huston'daki, masterlarda ezeli rakibi Hewit'i bir kez daha yenerek, 2004'ü muhteşem bir şekilde bitirmiştir.
  • 2004'ü sadece 6 yenilgi ile bitiren Fedex, ilk 10 içinde yer alan oyuncularla yaptığı müsabakalarda 23 galibiyet almış ve hiç yenilmemiştir.Bu, otuz yıldır ilk defa yakalanan bir istatistiktir.

2005 YILI (FEDERER 24 YAŞINDA) 
  • 2005 yılında, çıkışını sürdürmek isteyen Fedex, bunun için daha titiz bir diyet programı uygulamaya başlamıştır.
  • Senenin ilk Grand Slam'i, Avustralya Açık'ta finale yükselmiş ama 6 saatlik epik maç sonunda Safin'e 5 sette kaybetmiştir.Son puanda, Federer'in topa vuruken raketini düşürmesi ve Safin'in boş korta topu vurarak maçı bitirmesi hafızalda yer etmiştir.

  • İndian Wells ve Miami'de kazanarak toparlandı.
  • Nadal ile ilk epik karşılaşması, bu yıl olmuş ve 18 yaşındaki Nadal'ı 2-0 geriye düşmesine rağmen kazanmıştır.Fakat Fransa Açık'ta,elendiği isim yine Nadal olmuştu.Büyük rekabetin patlayacağı o dönemden anlaşılıyordu.Nadal,Fransa Açık'ta Federer'i yendikten sonra ilk Grand Slam şampiyonluğuna uzanmıştı.

  • Andy Roddick'i finalde 3-0 mağlup ederek Wimbledon'u üst üste 3. defa kazanmıştır.
  • Amerika Açık'ta Fedex mükemmel bir performans sergilemiş,adeta erişilmez olmuştur.Yarı finale kadar set dahi kaybetmeyen Fedex yarı finalde Hewitt'i,finalde de Agassi'yi 3-1 lik sonuçlarla mağlup ederek turnuvayı kazanmıştır.
Federer-Agassi US Open 2005

2005 yılını da dünya 1 numarası olarak bitiren Federer'in oyununda en ufak bir zayıflama emaresi yoktu.Bu yıldan itibaren insanlar onun gelmiş geçmiş en iyi tenisçiler arasında yerini alacağını konuşmaya başlamıştı.

2006 YILI (FEDERER 25 YAŞINDA)
  • 2006 yılına da hız kesmeden giren Fedex Avustralya Açık'ı kazanarak bu yıla da iyi bir start verdi.
  • Fedex için alarm zili toprak sezonu başladığında çalmaya başladı.Nadal'a Monte Carlo ve Roma'da yenilen Roger,İtalya'daki 5 saatlik maçı 2 maç puanı çevirerek tiebreak sonunda kazandı.
  • Fransa Açık'ta bir kez daha karşılaşan ikiliden,final maçında gülen taraf bir kez daha Nadal oldu.Şimdiden bu rekabet tenis dünyasında en zorlu rekabet olarak değerlendirilmeye başlanmıştı.Aynı zamanda tüm dünyada en çok konuşulan rekabetlerden biri olmaya başlamıştı.

  • Fedex ,Wimbledon'u 4. kez arka arkaya kazanmayı başardı ve finaldeki rakibi yine Nadal olmuştu.Nadal toprak kortun kralı olabilirdi,ama Federer'de çimde ona acımamıştı.Nadal ancak 1 set alabildi ve 3-1 yenilerek 2.lik ile yetindi.
  • Amerika Açık'ta da senaryo değişmemiş,Federer finalde yine Rodick'i yenerek üst üste 3. defa bu grand slami kazandı.
  • Masters Cup finalinde ise James Blake'i yenerek 4 yılda 3. defa bu kupayı da kazandı ve bu yılı da dünya 1 numarası olarak bitirdi.2 numarada yer alan Nadal ile aralarında az bir puan farkı vardı ve bu durum değişecek gibi gözüküyordu.
2006 masters cup şampiyonu

2007 YILI (FEDERER 26 YAŞINDA)
  • Federer, 2007 yılına Avustralya Açık'ta 10. Grand Slam şampiyonluğunu kazanarak başladı.
  • 41 maçlık galibiyet serisine, Indian Wells'te Guillermo Canas son verdi.Bir sonraki turnuva olan Miami'de Fedex 2. defa Guillermo Canas'a kaybetti.Üst üste gelen bu 2 mağlubiyetten sonra otoritelerin aklına gelen iki seçenek vardı: a)Ya Guillerme Canas herkesin bilmediği birşeyler biliyordu, b)Ya da Roger'la ilgili ters giden birşeyler vardı.
  • Fedex, toprak sezonunda Monte Carlo finalinde Nadal'a yenilmekten yine kurtulamadı ve hemen arkasından Roma'da da yenildi.Tam insanlar Federer'in toprak kortta başarısız olduğunu düşünmeye başlamışken,Hambur'da finalde, Nadal galibiyeti geldi.Bu galibiyet Roger'ın Nadal'a karşı toprak zeminde aldığı ilk galibiyetti.Nadal cevap vermekte gecikmedi ve Roland Garos'ta, Federer'i bir kez daha yenerek,üst üste 3. defa Roland Garos rüyasını sonlandırmış oldu.

  • Wimbledon'a kadar dinlenmeyi tercih eden Fedex, bu kupayı bir kez daha müzesini götürmeyi başardı.Hem de finalde artık ezeli rakibi diyebileceğimiz Nadal'ı epik bir maç sonunda 5 sette yenerek.
  • Yaz döneminin sonlarına doğru Federer 50. tekler şampiyonluğuna Cincinati'de ulaştı.
  • Amerika Açık, bir kez daha Federer'in zaferiyle sonuçlandı.Bu kez finalde yendiği isim, gelecek dönemde önemli başarılara imza atacak olan Novak Djokovic oldu.
  • Sezon finali ise bir Masters zaferi ile daha sonuçalndı.Yarı finalde, Nadal galibiyeti sezon kapanışı açısından çok olumlu oldu.
  • Federer, bir yılı daha 1 numara olarak bitirdi.
Tenis dünyasının en keyifli rekabeti

2008 YILI (FEDERER 27 YAŞINDA)
  • Avustralya Açık'ta, favori olarak çıktığı turnuvaya çeyrek finalde Novak Djokovic'e elendi.Daha sonra Fedex'in gıda zehirlenmesi sorunu yaşadığı ortaya çıkmıştı.
  • Federer sezon başında Portekizli koç Jose Higuares ile çalışmaya başladı.Onunla birlikte katıldığı ilk turnuva olan Estoril Açık'ta 1. oldu.
  • Roger,daha sonra toprak kortta çıktığı 2 turnuvada da finale çıktı, ve ikisinde de Nadal'a karşı kaybetti.
  • Fransa Açık'ta bir kere daha karşılaşan ikilinin mücadelesinden galip ayrılan yine Nadal oldu.Üstelik bir sette Fedex'i 6-0 mağlup etti.Federer'in sıfıra karşı kaybettiği son mücadele 1999 yılındaydı.
  • Wimbleden öncesi Federer işi sıkı tutmaya kararlıydı.Zira kupayı kazanırsa bunu üst üste 6. defa yapan ilk isim olma fırsatı vardı.Finale kadar çok keskin bir şekilde gelen Fedex'in finaldeki rakibi yine Nadal'dı.Herkes epik bir maç bekliyordu ve bu ikili beklentileri fazlasıyla karşıladı.Nadal maça hızlı başladı ve 2-0 öne geçti,fakat Fedex maçı bırakmamaya kararlıydı,nitekim 2 seti de tiebreak sonucunda kazanarak durumu eşitledi.Yağmurun da etkisiyle 7 saatten fazla süren epik maçta son set 9-7 ile Nadal'ın oldu.Birçok tenis sever bu mücadeleyi, tenis tarihinde gelmiş geçmiş en iyi maç olarak yorumladı.

  • Wimbledon'dan 1 ay sonra Nadal,Federer'i geçerek yeni dünya 1 numarası oldu.
  • Federer,Nadal'a geçilmeden önce tam 237 hafta 1 numarada kalarak rekor kırdı.O dönemde ona en yakın kişi,160 hafta ile Jimmy Connors'tı.
  • Olimpiyatlarda çiftlerde altın madalyayı kazandıktan sonra,Fedex 5. defa üst üste Amerika Açık galibiyetini elde etti.Bu sefer finalde yendiği isim, yarı finalde Nadal'ı turnuva dışına iten Andy Murray oldu.
  • Federer, 2008 yılını alışık olmadığı dünya 2 numarası olarak bitirdi.

2009 YILI (FEDERER 28 YAŞINDA)
  • Fedex,2009'a tekrar bir numara olma parolasıyla çıktı.Avustralya Açık'a çok iyi bir başlangıç yapan Federer,finalde bir kez daha Nadal'a yenildi.Dört saate yakın süren maç sonunda Federer seyirciye teşekkür ederken, kelimeler boğazına takılıyordu.Bir çok kişi bu noktadan sonra Federer'in kariyerinde düşüşün başlayacağını düşünmeye başladı.
  • Sezonun ilk döneminde yaşadığı ufak sakatlıklar canını sıksa da Federer'in bu seneki en büyük hayali,kazanamadığı tek grand slam olan,Roland Garos'ta zafer elde etmek ve kariyer grand slami yapan 6. oyuncu olabilmekti.Robin Soderling'in yarı finalde Nadal'ı elemesi,Federer'i favori haline getirdi ve Federer'in Fransa Açık hasreti,Soderling karşısında aldığı galbiyet ile son buldu.

  • Roger, Wimbledon'u bu sezon da kazandı ve 7. defa bunu gerçekleştiren ilk oyuncu oldu.
  • Wimbledon'da zafere uzanan Federer,uzun süre hafızalardan silinmeyecek bir mücade sonunda Roddick'i finalde 3-2 yenmeyi başardı.Son sette seyirciler 30 oyuna tanıklık etti ve servisleriyle ön plana çıkması düşünülen Roddick iken,Federer de 50'nin üzerinde ace atarak,rakibinden geri kalmadı.

  • Wimbledon galibiyeti ile Federer tekrar dünya 1 numarası olmayı başardı.
  • Canada'da,Tsonga'ya finalde yenildi,arkasından Cincinati'de finalde Djokovic'i mağlup etti.
  • Amerika Açık'ta, çeyrek finalde Hewitt'e karşı 14. defa üst üste kazandı.Yarı finalde Djokovic'i geçerken,set puanında bacak arasında yaptığı winner vuruşu kariyerinin en iyi vuruşu olarak tanımladı.Herkes Federer zaferi beklerken,finalde gülen taraf Juan Martin Del Potro oldu.Bu final Fedex'in, Nadal dışında başka bir oyuncuya karşı kaybettiği ilk final oldu.
  • Sezonun geri kalanında sakatlıklarla boğuşan Fedex,Djokovic ve Del Potro'ya yenilerek sezonu noktaladı.

2010 YILI (FEDERER 29 YAŞINDA)
  • 2010 yılının ilk iki turnuvasında Soderling ve Davydenko'ya yenildi.Bu yenilgiler , bazı spekülasyonlara sebep oldu.Pek çok kişi, Federer'in baba olmasının kariyerinde düşüşe sebep olacağını söylemeye başladı.

  • Baba olarak katıldığı ilk Grand Slam olan Avustralya Açık'ta gelen zafer, bütün söylentileri boşa çıkarttı.
  • Avustralya Açık, 2010 yılında Federer'in gördüğü son Grand Slam finali oldu.Fransa Açık'ta, çeyrek finale çıkamadan elendi ve 1 numaradaki yerini kaybetti.Bu önemli bir kayıp oldu,çünkü toplamda 285 hafta 1 numarada kalan Federer'in, Sampras'a yetişmesi için 1 hafta daha gerekliydi.
  • Wimbledon'da çeyrek finalde Berdych'e yenilerek 3 numaraya geriledi.
  • Amerika Açık'ta da 5 setlik heyecan fırtınası şeklinde geçen maçta,yükselen yıldız Novak Djokovic'e,hem de maç puanı yakalamasına rağmen yenildi.
  • Federer, iki grand slam arası, oyununu canlandırmak ve tekrar gözden geçirmek adına koç Paul Annacone ile çalışmaya başladı.
  • Bu yeniliğin ilk pozitif etkisi,Federer'in ard arda 2 turnuva kazanması oldu.Böylece, kariyeri boyunca kazandığı turnuva sayısı 65 oldu ve Sampras'ı geçmiş oldu.
  • Amerika Açık'tan sonra katıldığı sert kort turnuvası olan Cincinati'de de kupa kaldırdı.
  • Sezon sonu Masters turnuvasında, Nadal'ı yenerek yine 1. oldu.
  • Fedex, 2010 yılında katıldığı 9 turnuvanın,5'inde 1. olmuş,2'sinde de finalde kaybetmiştir.
  • Roger, 2010'u dünya 2 numarası olarak kapatmıştır.

2011 YILI (FEDERER 30 YAŞINDA)
  • Avustralya Açık'ta, çeyrek finalde istim üzerindeki Novak Djokovic'e kaybetti.
  • Miami'de, finalde Nadal'a kaybetti.Madrid'te yine Nadal tarafından turnuva dışına itildi.
  • Fransa Açık öncesi,uzun zaman sonra ilk defa Federer bir turnuvada favoriler arasına görülmüyor ve finale kalması beklenmiyordu; fakat Fedex herkesi yanıltmayı başardı ve yarı finalde Novak Djokovic'i yenmeyi başardı.Üstelik Nole, 2011 yılında daha önce katıldığı 7 turnuvada da yenilgi yüzü görmemişti.Fedex'in finaldeki rakibi yine Nadal'dı.İspanyol tenisçi toprak korttaki üstünlüğünü bir kez daha kabul ettirdi ve 3-1 kazandı.
  • Wimbledon'da çeyrek finalde elenen Roger,Amerika Açık'ta da yarı finalde elenerek sezonu grand slamsiz kapatıyordu.

2012 YILI (FEDERER 31 YAŞINDA)
  • Bir çok otorite Federer'in tenis kariyerinde düşüşe geçeceğini düşünüyordu; fakat Federer herkesi yanıltmayı bir kere daha başardı.Öyle ki Wimbledon'ı 7. defa kazanmayı başardıktan sonra tekrar dünya 1 numarası olmayı dahi başardı. Böylece, toplamda 1 numarada kalınan haftalar istatistiğinde de Sampras'ı geçmeyi başardı.
  • Avustralya ve Fransa Açık'ta yarı final,Amerika Açık'ta da çeyrek final gören Fedex, yılı %87 gibi harika bir galibiyet yüzdesi ile bitirdi.
  • Bu yıl elde ettiği önemli bir başarı da Olimpiyat'larda gümüş madalya kazanması oldu.Finalde Wimbledon'da yendiği Murray'e yenildi.

2013 yılı, Federer için iyi geçmedi,kariyerinin şimdiye kadar geçirdiği en kötü yılı da denilebilir.Herkes artık Federer'in tenisi bırakması gerektiğini düşünürken,Fedex olaya bambaşka bir şekilde bakıyordu.Tenis oynamayı ne kadar sevdiğini, ve bunu sadece bir iş olarak görmediğini her fırsatta vurguladı.Onun amacı, keyif aldığı ve sağlığı elverdiği sürece oynamaya devam etmekti.Tenisin virtüözü diyebileceğimiz Federer'in dünya sıralamasında ilk 5'in belkide ilk 10'un dışında kalması bile söz konusu olabilir.Fakat onun gelmiş geçmiş en iyi tenisçi olduğunu düşünen insanların sayısı o kadar fazla ki, bir insan olarak da örnek teşkil eden, tenisin virtüözünün kortlarda mücadeleye olabildiğince devam etmesini kim istemez?2014 yılına, yeni koçu Edberg ile giren Federer,Avustralya Açık'ta iyi bir geri dönüş sinyali verdi.Olgunluk döneminde tenise neler katacağını hep beraber göreceğiz.

OYUNUNA BAKIŞ


  • Bütün rakiplerine karşı ezici bir üstünlük sağlamayı başarabilmiş olan Federer, bunu yaparken öncelikle her maçı farklı görmüştür.Oyununu kurgularken, bazen rakiplerinin zayıf taraflarını kullanmış,bazen de güçlü oldukları yönleri kendilerine karşı kullanarak sonuca gitmiştir.
  • Tenisi bir zanaat olarak kabul edersek,Fedex bu zanaati en iyi,göze hoş gelen,estetik bir şekilde icra etmiştir.

  • Profesyonel tenisçiler içinde hızlanması ve ayak çalışmaları herkes kadar iyi olmuştur,belki de en iyisi.Bir çok puan vuruşu backhand tarafına gelen topları, forehandine alarak içten dışa winner vuruşlar ile gerçekleştirmiştir ki bu da çok iyi ayak çalışması gerektirmektedir.
  • Vole yeteneği, kıyas kabul etmeyecek şekilde, ATP turunda yer alan oyuncular arasında en iyisidir.John McEnroe'dan bu yana daha iyisi görülmemiştir.
  • Fedex, erkekler tenisinde 'slice' vuruşu silah olarak kullanan en başarılı oyuncudur.Bir çok yaklaşma vuruşunda, slice vuruşu kullanan Fedex bu kombinasyonu en iyi yapan oyuncu olmuştur.
  • Her ne kadar Federer'in oyunu, inceliği ve görselliği ile ön plana çıksa da, vuruşlarında güçsüzlükten bahsetmek mümkün değildir.Vuruşlarını hiç efor sarf etmeden yapıyormuş gibi gözükse de, vuruşları gerekli hızdan ve güçten yoksun olmamıştır.Winner istatistikleri de bunu doğrulamkta ve diğer en iyiler arasında yerini almaktadır.
  • Servisleri için de aynı şeyi rahatlıkla söylemek mümkündür.Ortalamanın çok üzerinde, efektif bir servisi vardır.
  • Kort dışında da samimi duruşu,yardımseverliği ve centilmenliği ile birçok insanın gözünde,tam bir beyefendi imajı oluşturmuştur.Bu camiadaki en iyi insanlardan biri, birçok çocuk için de rol-model olacak bir imaj sergilemiştir.

17 Şubat 2014 Pazartesi

KARDİYO TENİS

Teniste yenilikler bölümünde incelemek ve paylaşmak istediğim ilk konu kardiyo tenis.Şu anda gelişmiş ülkelerde, günden güne popülaritesi artan bu çalışmanın, ülkemizde de kısa bir zamanda popüler olacağını düşünüyorum.Birçok insan, özellikle de bayanlar, spora başlamaya genelde kilo alma sorunu ile karşılaştıklarında karar veriyor.Bu durumda fitness salonlarını sevmeyen daha doğrusu kapalı alanlarda spor yapmayı mantıklı bulmayanlar, ilgilerini çekebilecek dışarıda yapılabilen spor dallarına yönelebiliyor.Kardiyo tenis de hem kalori yakma hem de tenis gibi eğlenceli bir sporu yapma imkanını bir arada sunuyor.İşte bu birleşimin çok efektif olacağını düşünüyorum.

KARDİYO TENİS NEDİR?

Kardiyo tenis, tenisin en iyi özellikleri ile kalp ve damar egzersizlerini birleştiren, yüksek enerji seviyeli bir fitness aktivitesidir.Aynı zamanda tüm vücuda yönelik son derece etkili bir kalori yakma çalışmasıdır.

Sosyal pencereden bakarsak, çok sosyal ve eylenceli ve her seviyede oyuncuya hitap eden bir çalışmadır.Eğer daha önce hiç tenis oynamadıysanız, tenisle tanışmanın en iyi yoludur; ya da tecrübeli, üst seviye bir oyuncuysanız sizin için en faydalı antrenmanlardan biridir.

Doğru bir kardiyo tenis çalışmasında kortta 6-8 kişi bulunur ve bunlar seviyelerine göre sınıflandırılmış gruplardır.Çalışmalarda mutlaka kardiyo topları, müzik ve kalp ritm monitörleri vardır.

Kardiyo teniste amaç:

  • Doğru kalp ritmi ve aerobik bölgede eğitmek,
  • Kalori yakmak,
  • Tenis için eğitmek,
olarak gruplandırılabilir.6-8 kişinin çalıştığı gruplarda bayanlar 1 saatlik çalışma ile 300-500 arası kalori yakar erkekler ise 500-1000 arası kalori yakar.Cardio tenis sadece eğlenceli bir çalışma değil aynı zamanda yeteneklerinizi geliştirme ve tenis öğrenme açısından da çok iyi bir fırsattır.

BEKLENTİLERİNİZ NELER OLMALIDIR?


  • Katılımcılar, kolaylıkla en efektif kalp ritm oranına ulaşırlar.Bunda eğlence faktörü çok etkilidir.
  • Kalori yakma bakımından, tekler veya double şeklinde tenis oynamak veya herhangi başka bir fitness aktivitesi yapmaktan çok daha efektiftir.Daha fazla kalori yakılır.
  • Farklı seviyeden birçok oyuncunun beraber keyif alabileceği, eğlenceli bir grup aktivitesidir.
  • Tenis oynamakla beraber, esas odak noktası etkili bir çalışma yaptırmaktır.
  • Obeziteyle mücadele ederken, aynı zamanda spor salonlarından hoşlanmayanlara güzel bir fırsat sunar.
KARDİYO TENİS HERKES İÇİNDİR

-Eğer daha yeni başlıyorsanız, hiç endişelenmeyin.Bu çalışmada topları nereye vurduğunuz önemli değildir.Kardiyo tenis için özel olarak üretilmiş toplar daha yavaş gitmekte ve işinizi kolaylaştırmaktadır.

-İleri seviye bir tenisçi olduğunuzu varsayalım.Tenisinizi geliştirmek için en efektif yol kortta olmaktan geçer.Profesyonel tenisçilerin bir çoğu kardiyo tenisin değişik formlarını uygulamaktadır.Yavaş topların kullanımı iyi oyuncuların temiz puan vuruşları yapmasını zorlaştırmaktadır.Bu şekilde de top daha fazla oyunda kalır ki bunun anlamı da daha fazla kardiyo demektir.Kardiyo tenis, hızlılık ve çeviklik yeteneklerinin gelişimine yardımcı olur.Kortta karşılabilecek olan, çok farklı durumlara hazırlıklı olmayı sağlar.

-Genel itibariyle bakıldığında kardiyo tenis bir fitness aktivitesidir.Yani mükemmel forehandler veya backhandler vurmaktan ziyade esas amaç insanları hareket ettirmek ve aktif olmalarını sağlamaktır.Bu çalışmada olmazsa olmazlardan en önemli unsur kalp atış ritmini gösteren monitörlerdir.Burada verilmiş olan bilgilerin hepsi www.cardiotennis.com sitesinden alınmıştır.Daha detaylı bilgi almak için bu siteyi inceleyebilirsiniz.Kalp atış ritmini gösteren monitörlerin nasıl kullanıldığı, ne işe yaradığı gibi bilgilerin hepsi bu sitede mevcuttur.Aynı zamanda, görsel videolarla uygulamalı birçok örnek görebilirsiniz.





11 Şubat 2014 Salı

ANTRENMANLARDA ÇOK İYİYİM, AMA TURNUVALARDA KAZANAMIYORUM

Oyuncuların, antrenmanlarda mükemmele yakın bir performans sergilemesi,çok hızlı ve isabetli vuruşlar yapması, fakat iş maç yapmaya,turnuva oynamaya gelince, bu güçlü vuruşları yapamaması ve istikrardan uzak bir oyun sergilemesi sıkça görülen bir senaryodur.Özellikle de turnuva maçlarında, bu farkın daha da bariz olarak ortaya çıktığını görürüz.

Öncelikle bu durumun, tenisin fiziksel veya teknik boyutuyla hiçbir ilgisi olmadığını anlamak önemlidir.Bu tamamen heyecan kaynaklı oluşan, zihinsel baskıdır.Bu da oyununuzu etkiler.

Bazı basit mental değişiklikler, oyun sonuçlarınızı fazlasıyla değiştirebilir.Tabi ki bu mental değişiklikleri yaratmak, bir takım uygulamaları disiplinli bir şekilde tekrarlamakla mümkün olabilir.

Siz de oyuncu olarak böyle bir sıkıntı yaşıyor ve turnuvalarda veya maçlarda gerçek performansınızı ortaya koymakta çok zorlanıyorsanız,işte size 5 bölümden oluşan bir hareket planı:

1)Öncelikle maçlara ve turnuvalara doğru perspektif ile bakmaya çalışın.Kendinize şu soruları sorun:


  • Kaç milyon kişi bu maçın sonucunu bilecek?
  • Sonuçlar bütün dünya çapında veya ülke çapında yayınlanacak mı?
  • Bu maç ölüm, kalım meselesi midir?
  • Bu turnuvadan/maçtan sonra hayata devam edecek misin?
Bu sorulara verdiğiniz cevaplardan sonra, çok büyük olasılıkla bu maçın aslında ilk başta düşündüğünüz kadar önemli olmadığını keşfedeceksiniz.Hatta dünyada meydana gelen birçok olayı göz önünde bulundurursak, bu durumu önemsiz kategorisinde sınıflandırmak çok yanlış olmaz.Bu maçla ilgili stres yapacak bir durum yok ortada.Bu maçtan sonra birçok maç olacak, bu yüzden de rahatlamalı, keyfini çıkarmalı ve sadece oynamalısınız.Ne kadar keyif alırsanız, o kadar iyi sonuçlar alırsınız.

2)İkinci olarak maça rakibinizin gözünden bakmaya çalışın.Büyük ihtimalle onun yerinde olmak istemezsiniz, değil mi?Belki de rakibiniz maçın favorisidir ve bu durum bütün baskıyı onun omuzlarına yükler.

3)Zihinsel olarak kendinizi yukarı çekmeniz çok önemlidir.Kendinizle ilgili pozitif şeylere odaklanın, pozitif davranışlarınızın hepsinin üstünden geçin.Kendinize şu soruyu sorun:
-Benimle ilgili muhteşem olan özellikkler nelerdir?
ve geçmişinizde sizin kendinizle gurur duymanızı sağlayan olayları düşünün.Aklınıza birşey gelmiyorsa, bu yeterince sıkı düşünmediğiniz anlamına gelir, çünkü herkesin geçmişinde kendisiyle gurur duyacağı pozitif unsurlar vardır.Aklınza birşey gelene kadar düşünmeye devam edin.Hiçbir şey cevabı yasaklı bir cevaptır.

Oyununuzla ilgili sizi iyi hissettiren herşeyin bir listesini yapın; muhteşem servis hareketiniz, etkili topspin forehandiniz,mental gücünüz,kondisyonunuz,koçunuz,herhangi bir galibiyetiniz v.s.Her maçtan,her turnuvadan önce bu listeyi gözden geçirin.Kendinizi maçları kazanırken, muhteşem sayılar alırken ve turnuvayı kazanırken, kupa elinizde hayal edin.Bunların hepsini zihninizde canlandırın.

4)Tenis mentalitenizi, en güçlü vuruşlarınız kadar etkili bir hale getirmeniz çok önemlidir.Teknik,taktik antrenmanlar nasıl yapılıyorsa, bu mental güce ulaşmanın yolu da konuyla ilgili antrenmanlar yapmaktır.Aynı şekilde bu antrenmanları da, istikrarlı şekilde yapmak, birkaç dakika bile olsa hergün uygulamak önemlidir.

Mental açıdan güçlenmenin en etkili yolu, her gün 10dk. boyunca kendi oyununuzu mükemmel olacak şekilde zihninizde canlandırmaktan geçer.Bunu yaparken, kendi senaryonuzda her vuruşu yapıyor ve sonunda en zirveye ulaşıyor olmanız çok önemlidir.Bunu yaparken müzikle beraber canlandırmayı da deneyebilirsiniz.

5)Önemli başka bir nokta da, kendinize pozitif konuşmak, sürekli pozitif onaylamalar yapmaktır.Kendi içsel çoşkunuzu sürekli canlı tutun ve kendinize ne kadar iyi olduğunuzu hatırlatın.Bu alıştırmalar, sonuçlarınızı umduğunuzdan çok daha olumlu olarak etkileyecektir.

Sonuç olarak mükemmel antrenman - kötü turnuva oyuncusu olmaktan kurtulmak için planınız: Turnuvaya doğru perspektiften bakın, maça rakibinizin gözünden bakın, kendinizi mental olarak hazırlayın ve bütün bu deneyimin ne kadar mükemmel olacağını zihninizde canlandırın.


                   -Bir gülümseme birçok problemi düzeltebilir.
                                                              Ana Ivanovic

7 Şubat 2014 Cuma

MENTAL MOTİVASYONU YÜKSEK TUTMAK




Zihnin ne kadar güçlü bir araç olduğunu hepimiz biliyoruz.Tenisin mental yanının, ne kadar önemli olduğunun artık bir çok sporcu farkında.Tenis bireysel bir spor olduğu için de, korta çıktığınızda herşey sizin elinizde.Kendinizi kötü hissettiğinizde sizin açıklarınızı kapatacak bir takım arkadaşınız yoktur.Çiftlerde dahi bu durum çok değişmez.Bu yüzden de profesyonel tenisçilerin haftada birkaç saatlerini mental egzersizlere ayırdıklarını biliyoruz.Bu yazıda da herkesin kortta rahatlıkla uygulayabileceği, mental motivasyonu yüksek tutma adına denenebilecek 5 teknikten bahsedilecektir:

1)'TOPA ODAKLAN.'En mükemmel mental tamir aracı bu basit cümledir :'Topa odaklan.'Geçici olarak da olsa görünmez tehlikelerin büyük bir kısmını tedavi eder.Bu cümleyi tekrar ederek, üzüntü, sinirlenme, kızgınlık veya dikkat dağınıklığı yaşadığınız anlarda  negatif düşünceleri bloke edebilir ve böylece de odaklanmanızı olması gereken yere yöneltmiş olursunuz; yani topa.

2)Maç esnasında, konsantre olma anlamında en çok zorlanılan anlardan biri, oyuncu servis karşılamaya hazırlanırken yaşanır.Top rakibinizdedir ve zihniniz bu aranın dinlenmek için iyi bir fırsat olduğunu düşünür.Akşam izleyeceğiniz film, görüşeceğiniz arkadaşlar v.s. gibi birçok davetsiz düşünce geliverir aklınıza.Aşağıdaki öneriler bu arada, sizin yaptığınız işe odaklanmanızı sağlayacak küçük ipuçlarıdır:

  • Rakibiniz hazırlanırken, dikkat dağıtmayan birşeye odaklanmaya çalışın.Raket telleri buna iyi bir örnek olabilir.Televizyonda maçları izlerken dikkat ederseniz, bu aralarda tenisçilerin telleri gerektiğinden fazla düzelttiğine şahit olursunuz.Burada amaç odaklanmaktır.
  • Bir de rakibin servis atışı sırasında uygulayabileceğiniz bir ritüel vardır.Bu ritüel zamanlama açısından birçok tenisçiye yardımcı olmaktadır.Şöyle ki:
-Rakip servis atmak için topu elinden çıkarırken 'TOOOOOOP'
-Rakip topa vurduğundA 'VUR'
-Top yere deydiğinde 'ZIPLA'
-Raket salınımını yaparken 'VUR'

şeklinde tempo tutarak hem zamanlamanızı hem odaklanmayı sağlayabilirsiniz.

3)Maçın ortasında birden bire fazla analitik bir tavır takınabilirsiniz.Bu olduğunda normalde yaptığınız vuruşları yapamamaya başlarsınız.Bunun yanında analitik yanınızı tamamen bırakmak da doğru değildir.Yapmanız gereken şey; çok rahatlıkla vurmanız gereken bir topa vuramadığınızda durun ve sakince nerede hata yaptığınızı düşünün, sonra da kendinize 'Bunu bir daha yapmayacağım.' deyin.Devamında vuruşun doğrusunu hareket olarak yapmak da faydalıdır.Bir sonraki topta yine aynı hatayı yapabilirsiniz ama devam edin ve yine aynı yöntemi uygulayın.Nihayetinde doğru hareketi yapacaksınız.Şunu aklınızdan çıkarmayın, iyimserliğin hiçbir zararı olmaz.

4)Çok yönlü olmayı öğrenin.Sadece tek bir stratejiniz varsa ve bu strateji o anda işlemiyorsa, bu mental açıdan da zayıf düşmenize sebep olur.Psikolojik olarak güçlü olmanın anahtarı, genel olarak farklı oyun planlarına sahip olmaktan geçer.Eğer B,C ve D planlarınız varsa, A planınızın işlememesi, umutsuzluğa kapılmanıza yol açmaz.Tenisçilerin bir maçı kaybetme sebepleri, içlerinde en az bir parçalarının gizlice vazgeçmesi, inancını kaybetmesidir.Başka bir stratejiniz varken vazgeçmezsiniz, denemeye devam edersiniz.Bu yüzden de, kortun her yerinde oynamayı, her türlü vuruşu yapabilmeyi, her spini verebilmeyi öğrenin.Kendinizi farklı silahlarla donatmaya çalışın.Rakibinizin zayıf bir yönünü mutlaka bulacaksınız.Çeşitlilik bu oyunu daha yaratıcı yapar, aynı zamanda daha ilginç...

5)Enerjik, kendine güvenli ve mutlu görünün.Öyle görünmek, öyle olmanıza yardım edecek ve rakibinize cesaret vermekten sizi koruyacaktır.

'Kaybetme benim düşmanım değil.Benim düşmanım kaybetme korkusu.'
                                                                                   Rafael Nadal